cumartesi, 2024-04-27, 5:30 AM


ANASAYFA 
PROFİLİM
ÇIKIŞ
HOŞGELDİNİZ
Welcome Konuk | RSS  
MENÜ

KATAGORİLER
Programlar [35]
Tıkla Anında İndir.
İlginç Olaylar [9]
Güzel Sözler [11]
İllerimiz [7]
Oyunlar [27]
Şiirler [3]
Teknoloji [9]
Mizah [5]
Sağlık [10]
Öyküler Hikayeler [4]
Yemek Tarifleri [20]

SİZİN OYLARINIZ
Sitemizi Nasıl Buluyorsunuz
Total of answers: 256

Main » Files » Güzel Sözler

İSLAM ALİMLERİNDEN SÖZLER 5
[ ] 2008-12-19, 8:46 PM

Muhtelif Tavsiyeleri

 

Oğlum! ilimsiz ibâdetin tadı olmaz. Tek kanatlı kuş uçmaz. İnsanların dünyaya dalıp, istikbâl sevdasına düştükleri şu günde, Mevlâ'nin ilmini okuyacağız. O, insana iki cihanda izzet ve şeref veren âli bir iştir. İhlâs ve samimiyetle Allah ve Rasûlune yönelen kimse, gölge gibi dönen dünyayı ve her hayrı kendine tabi kılar. Âhirete çalışan, dünyayı elde eder. Dünyaya çalışan ise Âhireti kazanamaz. Zira âhiret hakikat, dünya haleftir. Ağacı kökünden götürürsen, gölgede beraber gider. Âhirette ne varsa, dünyada onun misâli vardır. Eğer olmasa dünya yalan olur. Teyemmüm abdestin halefidir, dünya da ahiretin.


Bizim vazifemiz aşı yapmaktır. Zorla ağaç meyve vermediği gibi insan da, zorla irşâd olmaz. Zorla yapılan iş semere vermez. Aşı ise iki kısımdır. 1-Nûr, 2-Zulmet. Zulmetin aşısıyla meşgul olanlar çok. Neticesi vahim olan bu işle başlarına bela bulanlar, sayılara sığmıyor. Biz nûr aşısıyla meşgûlüz. Ağacı, güzel meyve vermeye zorlayıp sopa ve balta ile vurulsa, altına ateş yakarak tehdit edilse, bozuk meyvelerini iyi yap, iyi çıkar, tenbih ve tehdidinde bulunulsa, hiç kâr etmez. Ancak aşılamak suretiyle meyvesi değişip, menfaat hasıl olur.


Şöyle düşünmeli: Ya Rabbi! Âciz kulunu Ümmeti Muhammede hizmet etmeye muktedir kıl. Eger "Yâ Rabbi bana ilim ihsan et" denirse, şahsi menfaate taalluk edeceğinden, rızâyi ilâhiye muvâfik olmaz. Zira her ilim sahibi bu ümmete hizmet etmiş değildir, edemez. Bu itibarla da rizâ-yi Bâriyi bulamaz. Ilim ve cennet istemek menfaati sahsiyedir. Gaye ise rizâ-yi Bâridir.


Bizim yolumuz, imân, Islâm ve Ahlak-i Muhammediyeyi aşılamaktan ibarettir.


Bizim para, pul, mevki, makam, siyaset, politika, kavga ve gürültüyle işimiz, yok. İstisnasız her müslümanın çocuğunu da okuturuz. Bir tek fert geri dönmüşse haber versinler.


Biz akla ve zekâya kıymet vermeyiz. Salıverdin mi evinin yolunu bulabilecek, kadar aklı olsun kâfidir.


Hak'tan korkan, halktan korkmamalı. İşini düzgün yapanın, içi de düzgün olur.


Vasiyetim olsun: Tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehl-i Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Her yerde birlik ve beraberlik lazımdir. Muvaffak olmak için her hususta ittifak etmeli ve dayanışmayı asla elden bırakmamalıdır. Çünkü Allahın nusreti, maddi ve manevi yardımı cemaat ile beraberdir. Toplu çalışanlar bunun semeresini kısa zamanda elde ederler.


Dini dünyaya âlet eden hocalar, halkı kendilerinden soğuttular. Bir şeyler alır da vermez diye, esnaf bunlara yüz vermez ve kaçar hale geldi. Siz öyle olmayın. Maddeyi maneviyata karıştırmayın.


"Her koyunu kendi bacağından asarlar" sözü yanlıştır. Dinimizde neme lazım demek yok. Bana lazım demek vardır.


Bu dünyanın cefâsından sefâsına sıra gelmez, gâfil olmayın, ilme çalışın, geçen günler geri gelmez.

 

İlim, nûr-i ilâhidir. İnsan ise kovan. Kirli bir kovanda arının durmadığı gibi, isyan ve zulmetle kirlenmiş vücud ve kalbde de ilim durmaz.

 

İnsan gibi, ilminde anâsiri erbaası ( 4 unsur ) vardır; ağızdan öğrenmek ve anlatmak, gözünden görmek, kulağından işitmek, eliyle yazmakla beraber, kalbiyle de feyzi ilâhiyi çekecek.


Ben size "eceztü" ( icazet verdim.) dediğim zaman sizler alim olmadınız, ilmin anahtarlarını almış oldunuz. Bu aldığınız anahtarla Anadolu'ya gidecek, büyük büyük kitapları açacaksınız ve onun içindeki hakikatleri Ümmet-i Muhammedin evladına anlatacaksınız.


Ders okuturken takıldığınız bir yer olursa, orada fazla durmayın. Nasıl ki etrafı kazılan bir ağaç kolayca devrilirse, evveli ve âhiri anlaşılan kitabında ortasını anlamak kolaylaşır.


Şimdiye kadar müslümanları hakir görmüşler; üstü başı pejmürde, kirli, paslı insanlar olarak millete tanıtmaya çalışmışlardır. Benim evladlarım tertemiz giyinip gezecekler, yolda, sokakta yürürken gayet vakûr bir şekilde ilerleyecekler. Müslümanlığın şahsiyetini, bu millete tanıtacaklar, onu hakki ile temsil edeceklerdir.


Macaristan vaktiyle müslümandı. Fakat bir gün geldi orada yalnız zâhiri ulemâ kaldı. Zâhiri ulemâ maneviyattan mahrûm olduğu için dengeyi tartamadı. Ve işte gördüğünüz gibi hristiyan olup gittiler. Bu din maneviyatsız muhâfaza edilemez.


Sırf bâtınla meşgul olanlar mülhiddir. Sırf zâhirle meşgul olanlar gâfildir. Kemâlat her ikisinin birleşmesindedir.

İnsanlarla iyi geçininiz. Kimseyi darıltmayınız. Günün birinde araba kaldırmaya olsun, yarar.


Din asıl, dünya ve siyaset fer'idir. Dünya ve siyaset dinin inkişâfına alet olabilir. Fakat din, dünya menfaat ve siyasetine âlet olamaz. Âlet edenlere lanet vardır.


Yemek yerken, su içerken "ibadet için kuvvet olsun yâ rabbi" diye, Mevlâ'nın huzûrunda olduğunu düşünmek lazım.


Emir vermeye alışmayın. Ben vâlidenizden su dahi istemem. Emir vermekle sözün rûhu ölür. İhbar, emirden daha müessirdir (tesirlidir). Misâl: "Benim oğlum sigara içmez değil mi?" gibi.


"Yâ Rabbi! Dünyayı kalbime koyma, elimden de alma!"

 

BEYAZIT BESTAMİ  K.S

 

Hakikat yolu aranmakla bulunmaz. Ama BULANLAR ancak arayanlardır.

 

Bir gün nefsime dedim : " Gel seninle Rabbime gidelim." Gelmedi. Ben de tek başına yürüdüm, gittim.

 

 

CÜNEYD-İ BAĞDADİ

 

Eğer senin sıkıntılarına katlanacak, ihtiyaçlarını giderecek birini arıyorsan, bu zamanda, öyle bir kardeşi ve dostu bulamazsın. Ama, kendisine Allah için yardım edeceğin, sıkıntılarına Allah rızası için katlanacağın kardeş ve dost arıyorsan,
böyleleri çoktur.

 

Kalbi imar etmek nimettir. Dili imar etmek (çok konuşmak) ise fitnedir.

 

Allah adamının üç vasfı vardır:

1-Toprak gibidir; iyi kimseye de, kötü kimseye de verir.

2-Bulut gibidir; her şeyi gölgelendirir.

3-Yağmur gibidir; sevdiğini de, sevmediğini de sular.

 

İnsan, Allah Te`ala'dan başkasına kulluk etmeyi terkettiği zaman, gerçek kul olur.

 

Maneviyat erleri, toprak gibi olmalıdır. Toprağa kötü şeyler de atılır. Fakat toprak, hep iyi şeylerle (çiçek, ağaç, vs.) karşılık verir.

 

 

 

Dört şey vardır ki, bunlar insanı, ilmi az bile olsa, Allah indinde de, insanlar arasında da en yüksek dereceye çıkarır. Bunlar:

 

1-Hilim,(yumuşak huyluluk)

2-Tevazu,(alçak gönüllülük)

3-Cömertlik,

4-Güzel ahlaktır.

 

 

 

 

Ben müslümanım.

Müslüman olduğum için istibdadla mücadele etmek, istibdadı kötülemek zorundayım. İslam, ferdin keyfi otoritesini tanımaz. İslam, bir sürü memurun, aldıkları maaş karşılığında, mensub oldukları zalim hükümeti ayakta tutmaya çalışmalarını tasvib etmez.

 

 

Tarih gösteriyor ki;

Mahkeme salonları, savaş alanlarından sonra en korkunç zulüm sahneleridir. Savaş alanlarında nasıl ki, birçok masum kanlar dökülüyorsa, mahkeme salonlarında da nice masum insanlar idama mahkum ediliyor, öldürülüyor, zindanlarda çürütülüyorlar.

 

A.Kadir Udeh

 

Benim için yatağımda ölmekle savaş meydanında ölmek arasında hiçbir fark yoktur....

Çünkü ben, Rabbimle buluşmaya gidiyorum

 

 

 

Ameli bozuk hale gelen her kavim mescidlerini yaldızla süslemeye kalkışırlar. ibni mâce

 

 

Category: Güzel Sözler | Added by: mesudum
Views: 1116 | Downloads: 0 | Comments: 2 | Rating: 0.0/0 |
Total comments: 0
Only registered users can add comments.
[ Registration | Login ]
FORUMA GİRİŞ
Giriş:
Şifre:
 

ARAMA

DOST SİTELER

İSTATİSTİKLER

Toplam Kullanıcı: 1
Konuk: 1
Kayıtlı: 0

Copyright MyCorp © 2024